21 Haziran 2015 Pazar

Şifrelerin Matematiği Kriptografi-Canan Çimen, Sedat Akleylek, Prof. Dr. Ersan Akyıldız

Sevgili okulum ODTÜ 2006'da açılan Toplum ve Bilim Merkezi ile toplumu bilgilendirmek için kitap dizisi yayınlamaya başlamış. Benim maalesef yeni haberim oldu bu kitaplardan ama birkaç tane aldım ve okudukça buraya yazacağım.

Şifreler, bulmacalar, küçüklüğümden beri sevdiğim konular olmuştur. Çocukken bile bildiğimiz limonlu suyla yazıp ışığa tutma olayının tarihte ne kadar önemli işler başardığını bu kitapta öğrendim. Kriptolojiyi eli yüzü düzgün, anlaşılır ve hakkıyla anlatan bir kitap. Çok sevdim ve pek çok şey öğrendim bu kitaptan. Öncelikle bugün kullandığımız bilgisayarın temeli hem kriptoloji sayesinde atılmış.
Kriptolojiyle uğraşanlar: Kriptograflar ve kriptanalistler olarak ikiye ayrılıyor. Kritograflar şifreleri geliştiriyor, kriptanalistler kırıyor, böylelikle ilerleme sağlanıyor ve yeni teknikler ortaya çıkıyor. Kitapta en basit şifreleme tekniklerinden günümüzde kullanılan karmaşık sistemlere kadar olan teknikler basit örneklerle önce kavramsal olarak anlatılıyor sonra da basitleştirilmiş bir şekilde örnek çözümü ile pekiştiriliyor.

Özellikle I. ve II. dünya savaşlarında kriptolojinin savaşın kaderini belirlemesi dikkat çekici. Imitation Games'de anlatılan olaylardan kitapta bahsediliyor. Fakat olaylar filmdekinden biraz farklı. Şifrenin çözülmesi sadece Alan Turing'in dehasıyla değil, Almanlar'a ihanet edip Enigma'nın kod kitabını bir Fransız'ın İngilizlerle paylaşmasıyla oluyor.

Kitabın son bölümlerinde ise kuantum bilgisayarlardan ve kuantum şifrelemeden söz ediliyor. Kuantum internet kavramını daha önce duymuş olmama rağmen içeriğini tam bilmiyordum. Kitap sayesinde netleşti: Elektrik devreleri yerine fotonlarla bilgi ileten fiberoptik kabloları kullanan ve kuantum fiziği ilkelerine göre işlem yapan süper bilgisayarlar.

Konuyu basitçe anlatan örneği burada paylaşmak istiyorum: Günümüz bilgisayarını bir pizza dağıtımcısı olarak düşünün. Elinde 1000 tane adres var ve doğru adresi bulmak için tüm kapıları çalmak zorunda. Bu da belli bir işlem süresi demek. Kuantum bilgisayarı olduğunda ise pizza dağıtımcısı kendinin 1000 klonunu çıkarıyor ve aynı anda 1000 kapıyı çalıyor. Tek bir kapı cevap verince diğer tüm kopyalar yok oluyor.

Kitapta kuantum bilgisayarların ortaya çıkmasının günümüzün tüm şifreleme tekniklerini geçersiz kılacağından bahsediliyor. Yeni e-ticaret, bankacılık işlemleri, vs. aklınıza ne gelirse. Kuantum bilgisayarların yeni şifreleme tekniklerine ihtiyacı olacak fakat, o teknikler geliştirilene kadar bu bilgisayarlar piyasa sürülürse tam bir karmaşa olacağı kesin. 

Kitabın dili o kadar güzel ki en ağır konuları, sokaktaki insana anlatır gibi anlatıyor ve verdiği harika örneklerle rahatça kavramayı sağlıyor. İlgi duyan duymayan herkese tavsiye ediyorum; nihayetinde bilgisayarlar ve internet artık herkesin hayatının bir parçası haline gelmiş durumda.

Zorba-Nikos Kazancakis

Filmi de çekilen klasik bir kitap Zorba. Filmi izlemedim ama kitabı çok beğendim. Bence ara ara okunabilecek bir kitap. Yaşama dair.

Zorba ismi yüzünden tıpkı Moliere'in Cimri'sindeki gibi zorba birinin hikayesini bekliyordum. Halbuki baş karakterin soyadıymış Zorba ve hiç de zorba biri değilmiş:)

Zorba isimli Makedonyalı bir amca var, 60 yaşlarında. Zorba, hayatı her yönüyle yaşamış, kendisinin deyimiyle melekleri ve şeytanlarıyla yaşamış biri. Ölümü de biliyor, öldürmeyi de. Ama kalbi de çok hassas. Tam bir insan sarrafı. Okumamış bir bilge. Kitabın diğer karakteri ise çok okuyan, hayatı kitaplardaki gibi zanneden ve Zorba'dan bir şeyler öğrenmeye çalışan genç. İsmini bilmiyoruz ama kitabın başında Zorba'ya iş teklif ediyor ve Zorba'nın patronu oluyor. Zengin birisi. Patron ve Zorba birlikte Patron'un memleketi Girit'e çalışmaya gidiyorlar. Patron linyit ocağı alıyor. Zorba burada çalışıyor. Akşamları birlikte yiyip içip, eğleniyor, Zorba'nın santurundan çıkan müzikle kendilerinden geçiyorlar. Madam Ortans isminde bir dulun işlettiği pansiyonda kalıyor ve onunla arkadaş oluyorlar. Patron Zorba'nın ilginç kişiliğini Madam Ortans'la olan ilişkisinde daha da iyi anlıyor.Sonrasında olaylar, olaylar...

Hayata dair çok güzel bir kitap, çeşitli felsefelerden besleniyor. En çok da iki karakteri merkeze almasıyla Herman Hesse'nin Narziss ve Goldmund kitabına benziyor.
Okuyunuz, okutunuz.

Not: 20 baskı yapmış. Çoğu zaman baskı sayısı benim kitaba yaklaşımımı etkiliyor. Belki siz de önem veriyorsunuzdur diye bu bilgiyi de iliştireyim dedim:)

10 Haziran 2015 Çarşamba

Bir Kadın Düşmanı - Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri Güntekin deyince aklıma önce Çalıkuşu gelir. Ortaokul yıllarında çok sevdiğim sıra arkadaşımdan alıp okumuştum. Çok beğenmiştim. Yakın gelecekte tekrar okumak isteyeceğim bir kitap. Arkadaşım bana Çalıkuşu'ndan sonra da Reşat Nuri'nin Acımak kitabını getirmişti. Onu da bir solukta okumuştum. Bakış açısını çok güzel anlatan bir kitaptı. Çalıkuşu'na kıyasla daha acıklıydı.                                                                                                                                 Bende bu ara Türk Edebiyat Klasiklerine bir merak başladı. Yeni yazarları okuyup, riske girmektense eski tescilli yazarları okumak sürprizleri en aza indirir diye düşünerek, Reşat Nuri Güntekin'den de bir kitap okuyayım dedim. Her ne kadar ortaokul yıllarında çok sevmiş olsam da eskiden sevilen şeylerin sonraki yıllarda aynı tadı vermeme olasılığı da vardı.                                                                                                                                                                                   Bir Kadın Düşmanı, beni hayal kırıklığına uğratmadı. Tanıdık romancı, benzer tema. Kitaptan çok keyif aldım. Zaten bir çırpıda okudum bitti.
Sare şımarık bir sosyetik İstanbullu bir kızdır. Kuzeni evlenecektir. Onun düğünü ve öncesinde yapılacak hazırlıklar için şimdi neresi olduğunu unuttuğum (kitabı okuyalı biraz oldu da) bir yere dayısının kır evine gider. Sare annesinin gözü tabir edilen bir kızdır ve türlü numaralarla asker babasını idare eder, herkesi parmağında oynatmaya çalışır. Kitap, Sare'nin arkadaşına yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Düğün öncesi bir grup genç Sare'nin evinde toplanırlar. Kır evine yakın yerde kamp yapan başka bir genç grup ile arkadaş olup, partiler düzenlerler. Sare, ismi Ziya olan ama çirkinliği yüzünden Homongolus lakabı takılan kadın düşmanı gence kafayı takar ve onu kendine aşık etmek için türlü numaralar çevirir. Sare, aklı sıra kadın düşmanı olduğunu sürekli dile getiren Ziya'yı güzelliğiyle büyüleyip, ona güzel bir ders verecektir. Ve olaylar gelişir, deyip bırakayım.

Güzel kitap okuyunuz:)