11 Mayıs 2020 Pazartesi

Şiraz - Serhat Öztürk

 
Serhat Ozturk'un Siraz isimli 2016 tarihli kitabi Can Yayinlari Kirk Merak serisinden cikmis, yazarin simdilik son gezi kitabi. Serhat Ozturk'un diger gezi kitaplari sirasiyla Halep (2011), Selanik (2012) ve Tiflis (2013). Ben yillar once Tiflis ve Selanik kitaplarini okumus ve cok cok begenmistim. Bu kitabi da gorur gormez hic tereddut etmeden aldim. Yazar kitabin sonundaki Tesekkur kisminda bu formatta bir besinci kent kitabi olmayacagini duyurmus ama eklemis sonra da "En azindan yakin gelecekte." diye. Kentlere dair kitaplari dusununce aklima gezi kitabi olmayan bir baska kitap Kirmizi Pelerinli Kent kitabi geliyor. Serhat Ozturk'un kitaplarinin en onemli noktasi bence bir edebi eser gibi sizi soz konusu kentin icine suruklemesi, gercekci bir sekilde o atmosferi yaratmasi, ustune ustluk tarihten, dinden, kulturden ve felsefeden bilgilerle anlattiklarini zenginlestirmesi ve yeni katmanlar eklemesi. 

Siraz kitabi da bu anlamda tum bu zenginlikleri, cesitlilikleri vaadeden bir kitap. Yazarla birlikte kentin sokaklarinda geziyor, tarihinde zaman yolculugu yapiyor, adeta oranin havasini soluyorsunuz. Yazarin anlatimini ve dilini cok basarili buluyorum, tasvirleri gercekten cok hos. Sonuc olarak kuru kuruya bir gezi kitabi degil, edebi tatla soslandirilmis cok lezzetli bir kitap okuyorsunuz. 

Iki tane Sirazli arkadasim var. Kendi aralarinda soyledikleri bir laf vardi, unuttum simdi ama meali bir Sirazli her zaman keyfine cok duskundur gibi bir seydi. Sirazlilar'in siir okumayi ve keyif yapmayi sevdiklerini soylemislerdi. Siraz'in siirle onemli bir bagi vardi, siirleri ezberleyip bunu gunluk dilin parcasi, diyalogun bir ogesi olarak kullananlar vardi.

Bu kitapta da siirlerin ulusal kimlik yaratmadaki onemi, ozellikle Firdevsi'nin Sehname'si uzerinde hayli duruluyor. Kentin bir guc ve gosteri alani olarak degisen iktidarla nasil sekillendigi bir diger nokta ve bu nokta ozellikle bizim kentlerimizle de buyuk benzerlik tasiyor. Bizimle benzesen diger bir nokta ise ikiyuzlu ahlak meselesi ve escinsellige bakis. Kitabin sonunda ise Siraz kentine dair bir Kronoloji paylasilmis. Her sey o kadar tanidik ki. Tipik Ortadogu cografyasi, oynanan oyunlar bicilen deli gomlegi ve buna canak tutan hainler. Ayni senaryo nasil her sefer farkli yerlerde ayni sekilde tekrar ediyor, akli kullanamamanin bir sonucu sanirim ve buna izin verenler bunu hak ediyor belki de...

Sonuc, kitabi siddetle tavsiye ediyorum, kendim de ilk firsatta Halep kitabini edinmeyi dusunuyorum. Iyi okumalar...