29 Temmuz 2013 Pazartesi

Sesler - Arnaldur Indrıdason


Öncelikle ilk defa İzlanda'da geçen bir kitap okuduğumu belirteyim. Sjon'ün Mavi Tilki'sini gözüme kestirmiştim bir ara ama hala okumaya fırsat bulamadım. Kitap İzlanda'da geçince isimler de bir hayli değişik geliyor. Neyse ki isimler 2010'da patlayan volkan Eyjafjallajökull'un ismi kadar karmaşık değiller.
Kitabın konusu kısaca şöyledir: İzlanda Reykjavik'te büyük bir otelde Noel öncesi otelin aynı zamanda kapıcısı olan Noel babası öldürülmüştür. Erlendur, Elinborg ver Sigurdur Oli'den oluşan ekip cinayeti aydınlatmaya çalışır.

Soruşturmayı üstlenen Erlendur hayatı sarpa sarmış orta yaşlı bir erkek polistir. Davayla uğraşırken otele yerleşir. Hem geçmişiyle yüzleşir, hem de kızıyla arasını düzeltmeye çalışır. Elinborg, kadın dedektif, bu dava dışında şiddet görmüş çocuk davasına da bakar. Böylelikle sadece masal şehri gibi düşünülen İzlanda'da çocuk şiddetinin yıkıcı boyutları gözler önüne serilir. 

Esasında hakkında çok da şey bilmediğim İzlanda hakkındaki fikirlerim, kitabı okuduktan sonra  bayağı değişti. Ama negatif anlamda. Her şeyin güllük gülistanlık olacağını düşündüğüm bu ülkenin tablosu kitabın satır aralarına gizlenen ayrıntılar ile gerçekçi bir tona geldi. Tabi ki bu kurmaca bir kitap amma velakin anlattığı şeylerin bazıları maalesef ki kurmaca değil. Erlendur'un kızı Eva Lind'in geçmişinde uyuşturucu bağımlısı olması ve parasını fuhuş yaparak çıkartması; Erlendur'un bunu kanıksaması hayli enterasandı. Kitapta İzlanda hukuk sistemine atılan taşlar da az buz değildi. Tecavüz suçunun cezasının bir buçuk yıl olmasının, mağduru şikayetçi olmaktan korkutarak vazgeçirmesi gerçekten moral bozucuydu. En azından bizdeki gibi evlendirmeye çalışmıyorlar denebilir tabi. Kötünün kötüsü var.

Kitabı çok sevdim ben. Ölen Noel babanın geçmişi de çok acıklı. Çocuk yıldız olmanın zorlukları, aile baskısı, vs. Kitabı okuduktan sonra büyüdüğünde başarılı olan çocuk yıldız var mı diye düşündüm. Natalie Portman'dan başkası gelmedi aklıma. (Drew Barrymore'u saymıyorum. Bence onun öyküsü de trajik.) Zavallı çocukların psikolojisi nasıl harap oluyor çok güzel anlatmış. Çocuğunu ünlü edip onun sırtından para kazanmaya çalışanlar, ya da ileride ünlü olup hayatı kurtulsun diye düşünenler çocuklarına ne kadar büyük kötülük yaptıklarının farkındalar mı acaba?

Erlendur'un da geçmişinde trajedi var. Karakterler kayıp ve yaralı. Ölen Noel babanın ablası da bu mağduriyetten nasibini alanlardan. Kitapta pek pozitif bir şey yok gibi görünse de öyle iç karartan bir kitap değil. Bir de Erlendur'un sorgu şekli hayli ilginç. Sorularını damdan düşer gibi soruyor. Bana komik geldi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder