Sevdiğim yazarlardan Tana French'in kitabı Broken Harbour'ı orijinalinden okumak kısmet oldu. Blogun eski sayfalarında French'in Benzerlik ve Ormanın Derinliklerinde Bir Şey Var kitapları hakkında yazmış olduğum yazılara da erişebilirsiniz. Broken Harbour henüz Türkçe 'ye çevrilmedi. Yazarın İrlandalı olması nedeniyle İngilizce'sini anlamayacağımdan korkarak uzak durmuştum ama D&R indiriminde 5TL'ye bulunca, e ne yapalım artık sözlükle filan okuruz diyerek alıverdim:)
İyi ki almışım diyorum çünkü hem İngilizce'si çok rahat anlaşılıyor, hem de okuması çok keyifli ve sürükleyici bir kitap. Konusuna gelince, dört kişilik bir aile saldırıya uğramış ve sadece anne ağır yaralı kurtulmuştur. Soruşturma büyüktür ve medyanın ilgisini çeker. Soruşturmayı yönetmek için deneyimli dedektif Kennedy (bu sefer diğer kitapların kahramanı Cassie de Ryan da yok) görevlendirilir. Kennedy yanına deneyimli bir ortak alması gerektiğini düşünenlerin aksine kendine ortak olarak trafik bölümünden cinayet büroya yeni geçen genç ve deneyimsiz Richie'yi tercih eder. Richie işçi sınıfından gelme, sokakları iyi bilen bir gençtir.
Cinayet mahalinde önce üst katta yatan çocuklar öldürülmüş, sonra ise mutfakta ailenin babası (Pat Spain) öldürülmüş, annesi (Jenny Spain) ise ağır yaralanmıştır. Evde birçok yerde kamera vardır. Bilgisayarın geçmişi silinmiştir ve cinayet silahı ortada yoktur. Yerdeki kanın üzerinde bir ayak izi vardır ve kime ait olduğu belli değildir. Aileyi bulan ve polise haber veren yaralı Jenny Spain'in kız kardeşi Fiona Rafferty'dir. Ablası ile her gün konuşan Fiona o sabah telefona cevap alamayınca işini gücünü bırakıp bir saat uzaktaki cinayet mahali olan Broken Harbour'a apar topar gelmiş ve aileyi bulmuştur. Herhangi bir görgü tanığı da yoktur.
Kennedy bu zor ve karmaşık soruşturmayı araştırmak için biçilmiş kaftandır. İşine profesyonelce yaklaşan ilkeli bir dedektiftir. Olaylar ilerledikçe zihinsel engelli kardeşi Dina ile de ilgilenmek zorunda kalır. Geçmişlerindeki Broken Harbour'la ilgili hatıralar gün yüzüne çıkar. Soruşturma ilerledikçe Richie ile her ne kadar iyi anlaşsalar da iki farklı tutum benimserler.
Emlak balonu olarak başlayıp tamamlanmayan evleri ile atıl durumda kalarak hayalet kasabaya dönen Broken Harbour, insan dramlarına ev sahipliği yapar. Kitabın sonunda olaylar çözülse de, suçlu bulunsa da, okuyucunun içine su serpilmez, boğazına bir yumru oturur.
Türü sevenlere şiddetle tavsiye edilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder