Gerçek adı Brian O'Nolan olan Flann O'Brien'ın(1911-1966), 20. yüzyılın en büyük romancılarından birisi olduğu söylenmektedir. Adı İrlanda edebiyatında James Joyce ve Samuel Beckett ile birlikte anılmaktadır. İrlanda'da Valera hükümetinin tek sesli bir ulusal kimlik dayatması ve edebiyat eserleri için 1929'da çıkarılan sansür yasasının sonucu olarak edebiyatta kısıtlayıcı ve içe dönük bir ortam oluşmuştu. Beckett ve Joyce bu durum yüzünden İrlanda'yı terk ederken, O'Brien söz konusu dayatmaları fantastik öğelerle bezediği anlatıları ile hicvetmiştir. Günümüz İran sinemasındaki kısıtlamaların sonucu sembolik bir sinema dilinin ortaya çıkması gibi, sembolik bir dil geliştirmiş ve sistemi semboller kullanarak eleştirmiştir.
Üçüncü Polis, Gülden Hatipoğlu'nun çevirisi ve önsözü ile Türkçe olarak ilk kez basılan Flann O'Brien kitabıdır.
Filozof De Selby'nin eserleri üzerine çalışan anlatıcı bir gün kahyasının teşvikiyle para için Mathers isimli yaşlı bir adamı öldürür. Evine gidip para kutusunu bulmaya çalışırken de Mathers'ı karşısında canlı bir şekilde bulur ve onunla konuşur. Gerçekçi bir roman gibi başlayan Üçüncü Polis, cinayetten sonra sürreal bir zemine kayar. Anlatıcının karakola gidip oradaki polislerle birlikte yaşadıkları ise fantastik bir tablo ortaya çıkarır. Karakoldaki polislerin her bir birbirinden ilginçtir. Garip bir makine ve onun hesapları ve ayarları ile uğraşmaktadırlar. Aynı zamanda bisikletleşen insanlardan söz ederler. Odaların içlerinde gizemli eşyalar vardır. Memur Fox üçüncü polistir. Ancak kitabın sonunda sahneye çıkar. Olayların çözüldüğü noktada kısırdöngü başlar ve her şey başa döner.
Kitabı okurken hangi karakterin neyi temsil ettiğini düşündüm. Kitabın sonunda O'Brien'ın William Saroyan'a yazdığı bir mektup var. Kitabı anlatıyor ve neyi neden yazdığından bahsediyor. Mektubu okuyunca biraz hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Üzerine kafa yorduğum şeylerin cehennem etkisini güçlendirme amaçlı olduğunu düşünmek beni rahatsız etti. Daha derin olmasını dilerdim.Yine de okuması keyifli, absürd ve enteresan bir konusu var. Usta ellerde başarılı bir filme dönüşmesi de olası...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder